Psikiyatri ve Psikoterapi

Psikiyatri ve psikoterapi hakkında her şey...

Panik Bozukluk

Kullanıcı Oyu: 5 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin
 

Panik Bozukluğu Nedir?

panik_atak Panik bozukluğu, yineleyen, en az iki beklenmedik panik atağının olması ve bu ataklardan sonra, en az bir ay süreyle, başka bir panik atağı olacağına ilişkin sürek­li bir kaygı duyma (beklenti anksiyetesi) ya da panik ataklarının olası sonuçlarıyla ilgili ola­rak kaygılanma ya da bu ataklarla ilişkili, önemli birtakım davra­nışsal değişikliklerin ya da tutum değişiklik­lerinin ortaya çıkması şeklinde tanımlanabilir.

Panik ataklarının sıklığı ve şiddeti büyük ölçü­de değişir. Kimilerinin, aylarca, düzenli olarak, or­ta sıklıkla panik atakları (haftada bir gibi) olurken; kimilerinin bir süre, çok büyük sıklıkta panik atak­ları olduktan (bir hafta süreyle her gün gibi) sonra, haftalarca ya da aylarca hiç panik atağı olmayabi­lir ya da daha az sıklıkta (ayda iki kez gibi) panik atakları olabilir.

Panik bozukluğu olan kişiler, panik ataklarının sonuçlarıyla ilgili olarak birtakım kaygılar taşırlar ya da bu ataklara birtakım anlamlar yüklerler. Kimisi, bu atakların, tanısı konmamış, önemli bir hastalığın göstergesi olduğunu düşünür. Gerekli incelemeler yapıldıktan sonra, yeterli güvence verilmesine karşın, bu düşüncelerini genelde sürdü­rürler. Diğerleri, panik ataklarının çıldıracakları­nın bir göstergesi olduğunu düşünür. Yineleyen panik atakları olan kimileri ise, geçirdikleri panik ataklarına tepki olarak birtakım tutumlarını değiştirirler (örn. işlerini bırakabilirler, spor yapmaktan çekinebilirler).

Yeni bir panik atağı geçirmekten ya da doğabi­lecek sonuçlarından ötürü kaygılanmak, sıklıkla ka­çınma davranışına yol açar. Kaçınma davranışı, agorafobi için tanı ölçütlerini karşılamaya yeter bir düzeyde ise bu durumda, "agorafobi ile birlikte olan panik bozuklu­ğu" denir.

Panik Atağı Nedir?

Panik atağı gerçek bir tehlikenin olmadığı bir zaman, yoğun bir korku ya da sıkıntı duyulduğu apayrı bir dönem sırasında, bedensel ya da bilişsel aşağıdaki 13 belirtiden en az dördünün bulunmasıdır.

Bedensel:

  • Çarpıntı,
  • Göğüs ağrısı ya da göğüste sıkışma,
  • Soluk darlığı ya da boğuluyormuş gibi olma duyumu,
  • Tıkanma duyumu,
  • Bulantı ya da karında bir sıkıntı duyma,
  • Titreme ya da sarsılma,
  • Baş dönmesi ya da sersemlik duyumu,
  • Uyuşmalar,
  • Ürperme ve ateş basmaları,
  • Terleme

Bilişsel:

  • Gerçekdışlılık duyumu (derealizasyon) ya da kendine yabancılaştığı duyumu (depersonalizasyon)
  • Denetimini yitireceği ya da çıldıracağı korkusu,
  • Ölüm korkusu.

Panik atağı birden başlar ve hızla doruğa ulaşır (genellikle 10 dakika ya da daha kısa bir süre içinden). Çoğu kez, yakında bir tehlike olduğu ya da kötü sonun yaklaştığı düşünülür ve kaçma isteği doğar.

Panik ataklarının belirli üç türü vardır:

  • Beklenmedik,
  • Durumsal,
  • Durumsal yatkınlık gösterilen ataklar.

Beklenmedik panik atakları, "hiçbir neden yokken" kendiliğinden ortaya çıkan ataklardır; durumsal panik atakları, hep bir durum­la karşılaşınca ya da karşılaşacak olma beklentisi içindeyken ortaya çıkan ataklardır; durumsal yat­kınlık gösterilen ataklar ise, durumsal panik atakla­rına benzer, ancak söz konusu durumda kimi za­man panik atakları ortaya çıkmayabilir.

Agorofobi Nedir?

Kaçmanın zor olabileceği (ya da utanç doğu­racağı) yerlerde ya da durumlarda olmaktan kaygı duyma ya da panik atağı ya da panik benzeri belirtiler (bir­den bire baş dönmesinin ya da kalp krizinin or­taya çıkması korkusu gibi) çıkması durumun­da, yardım alınamayacağı yerlerde ya da du­rumlarda olmaktan kaygı ve endişe duymadır.

>Yaşanan kaygı ve endişe, birtakım durumlardan sürekli kaçınmaya yol açar. Bunlar arasında:

  • Evin dışında ya da evde tek başına kalmama,
  • Çok insan bulunan bir ortamda bulunmama,
  • Arabayla, otobüsle, uçakla yola çıkmama,
  • Köprüden geçmeme ve asansörü binmeme vardır.

Kimi insanlar, korktukları bu durumlarla karşıla­şır ve büyük bir sıkıntı ya da korkuyla bunlara kat­lanırlar. Çoğu zaman, yanlarında biri olduğu za­man bu tür durumlara daha iyi katlanabilirler.

Panik Bozukluğu kimlerde ve ne sıklıkla görülür?

Panik bozukluğunun yaşam boyu görülme sıklığı % 1-2 arasında de­ğişir. Daha çok ileri ergenlik yıllarında ve 30'lu yaşla­rın ortalarında başlar. Görülme sıklığı, yaşam süre­cinde iki kez doruğa ulaşır, birincisi ileri ergenlik yıllarıdır, ikinci daha düşük düzeyde doruğa 30'lu yaşların ortasında ulaşır. 45 yaşından sonra başladığı genelde olmaz.

Panik bozukluğu olan kişilerde aynı zamanda depresyon, sosyal fobi, yaygın anksiyete bozukluğu, özgül fobi, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi başka ruhsal bozukluklar da bulunabilir.

Panik Bozukluğun Tanısı Nasıl Konur?

Tanıyı bir psikiyatri uzmanının koyması gerekir. Panik bozukluğu tanısı koyduracak herhangi bir laboratuar bulgusu yoktur. Ayrıntılı bir psikiyatrik muayene ve gerekirse ek psikiyatrik testler yapılarak Panik Bozukluğu tanısı konur. Panik ataklar depresyon, travma sonrası stres bozukluğu gibi bir çok hastalıkta görülebilir. Bundan dolayı varsa ek başka bir hastalık bunların ayırıcı tanısı da yapılmalı ve bu hastalıklara göre de tedavi düzenlenmelidir.

Panik Bozukluğu ve Agorafobi durumunuzu test etmek istiyorsanız buraya tıklayın.

Panik bozukluğun tedavisi nasıl ve kim tarafından yapılır?

Panik bozukluğu tedavisi olan ve günümüzde çok başarılı bir şekilde tedavi edilebilen bir rahatsızlıktır. Panik bozukluğu tedavisinde antidepresan ve kaygıgiderici gibi çeşitli ilaçlar kullanılabilir. İlaçlar Panik Ataklarının şiddetini ve sıklığını azaltmak, beklenti anksiyetesini azaltmak ve eşlik eden depresyonu tedavi etmek için kullanılır. Eğer kaygı düzeyi kişinin sosyal hayatını, ilişkilerini, iş hayatını olumsuz etkilemeye başlamışsa mutlaka ilaç kullanılmalıdır. İlaçlar aynı zamanda psikoterapi’nin de etkinliğini arttırabilir.

Ancak Panik Bozukluğun tedavisi sadece ilaçla yapılırsa tedavi eksik kalır. Bundan dolayı mutlaka psikoterapi de uygulanmalıdır. Bu rahatsızlıkta en etkili psikoterapi yöntemi Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi dir (BDT). Panik bozukluğu hastaları ile yapılan çalışmalarda iyi bir Bilişsel ve Davranışçı Psikoterapi’nin Panik Bozukluğu tedavisinde % 90’nın üzerinde etkili olduğu gösterilmiştir. Bu psikoterapi ile panik atakların ve kaygının sebepleri araştırılır ve ortaya çıkarılır, kişinin kaygı yaratan etkenlerle mücadele yeteneği arttırılır, panik ataklar sırasında neler yapması gerektiğini ve ataklarla nasıl baş edebileceğini öğrenir. İlaç tedavisi bırakıldıktan sonra tekrar panik atakların ortaya çıkma olasılığını en aza indirmek için mutlaka psikoterapi tedavisi yapılması gerekir. Bundan dolayı Panik bozukluğu tedavisi hem psikiyatrik ilaç tedavisini iyi bilen, hem de psikoterapi eğitimi almış bir uzman tarafından yapılmasının uygun olacağını ve tedavide başarı şansını arttıracağını söylemek mümkündür. Eğer tamamıyla düzelmeyen bir durum varsa ya ilaç tedavisi yeterli değildir ya da gerektiği gibi kullanılmıyordur ya da psikoterapi yetersiz yapılmıştır.

Yorumlar  

#1 Defne 27-02-2017 20:49
İyi günler bende 2010dan beri panik atak anksiyete var 1 defa tedavi oldum iyi oldum sonra ilacı bıraktım ve tekrar nüks etti sonra tekrar ilaç kullandım yan etki yaptı bıraktım artık hiç kullanmadım kullanmakta istemiyorum şuan yurt dışında yaşıyorum hep nefesim duracakmış gibi hissediyorum nefesim bitecek ölüm korkusu yaşıyorum hep bişey olacakmış gibi hissediyorum bazen her boş gibi geliyor bazen kendi kendime moral veriyorum mutlu oluyorum bazen çok stresli kendime zarar vermekten korkuyorum ve etrafımdakilere kendimi tanıyamıyorum bazen herşey çok tuhaf geliyor aynaya bile bakmak istemiyorum bazen delireceğimi sanıyorum herşey üstüme üstüme geliyor bu durumdan ilaçsız kurtulmak istiyorum ve Yen'i evliyim çocuk düşünüyorum ama çok korkularım var lütfen yardımcı olun

Yorum yapma yetkiniz yoktur.

BİLGİLENDİRME

Bu site ruh sağlığı alanında insanlarımızı bilgilendirmek, eğitmek ve yardımcı olmak amacı ile hazırlanmıştır. Bu sitede size verilen bilgiler sizi tedavi amacına yönelik değildir. Bir sorununuz varsa öncelikle ruh sağlığı alanında çalışan uzman bir kişiye başvurmanızı öneririz.

Ziyaretçi Sayısı

01.11.2009 tarihinden itibaren gelen ziyaretçi sayısı
1905938
BugünBugün144
DünDün273
Bu HaftaBu Hafta1636
Bu AyBu Ay1013
ToplamToplam1905938
Çevrimiçi Ziyaretçi: 4