Psikiyatri ve Psikoterapi

Psikiyatri ve psikoterapi hakkında her şey...

Kadında Orgazm Bozukluğu

Kullanıcı Oyu: 3 / 5

Yıldız etkinYıldız etkinYıldız etkinYıldız etkin değilYıldız etkin değil
 

Kadın Orgazm Bozukluğu Nedir?

Kadında orgazm bozukluğu, yeterli bir cinsel uyarma ve uyarılma evresinden sonra orgazmın sürekli olarak ya da yineleyici bir biçimde gecikmesi ya da hiç olmamasıdır. Ancak, kadınlarda orgazm bozuklukları, göründüğünden ya da erkeklerde olduğundan daha karmaşıktır. Kadınlar, orgazmı tetikleyen uyarının türü ya da yoğunluğu açısından büyük değişkenlik gösterirler. Bu açıdan, kadınlardaki orgazm bozukluğu tanısı ancak, bir uzmanın, kadının yaşı, cinsel deneyimi ve aldığı cinsel uyaranların yeterliliği açısından bakarak koyabileceği bir tanı niteliğindedir.

Orgazm Bozukluğu Görülme Sıklığı Nedir?

Yapılan yurtdışı çalışmalar, kadın orgazm bozukluklarının toplumda görülme sıklığının %5-20 arasında değiştiğini göstermektedir.  Ancak bu rakamların daha çok birincil (başından beri var olan) orgazm bozukluğu olguları olduğu ve diğer orgazm bozukları (sonradan ortaya çıkan) da dahil edildiğinde bu oranın daha da yükseleceği söylenmektedir.

Ülkemize ilişkin bu konuda yapılmış geniş çaplı bir araştırma olmadığından herhangi bir rakam vermek olası değildir. Ancak, cinsel eğitim ve deneyimin yetersizliği, cinsel tekniklerin bilinmemesi ve cinsel mitlerin yaygınlığı nedeniyle ülkemizde orgazm bozukluklarının yüksek oranlarda görüldüğünü söyleyebiliriz.

Orgazm bozuklukları, genç kadınlarda daha sık görülmektedir. Çoğu kadında orgazm bozukluğu ikincil olmaktan çok birincil ve yaşam boyudur. Çünkü kadın bir kez nasıl orgazma ulaşacağını öğrendiği zaman, kazandığı bu yetiyi daha sonra kaybetmesi ya da unutması mümkün değildir.

Kadında Orgazm Bozukluğu Nedenleri Nelerdir?

Orgazm bozukluğunun birincil olduğu durumlarda etken çok büyük olasılıkla psikolojik kökenlidir. Ancak ikincil olduğu, yani daha önce orgazm sorunu bulunmayan bir kadında sonradan ortaya çıktığı durumlarda mutlaka bedensel hastalıklar ciddi biçimde araştırılmalıdır.

Psikolojik nedenlere bakıldığında; kadının yetiştirilme tutumu, karakteri ve cinsel eşine yönelik duyguları orgazm olmayı etkileyen faktörler arasında sayılabilir. Bedenini beğenmeyen, geleneksel kadın rolünün dışına çıkamayan, toplumsal kadın rolü olarak öğretilmiş, pasifliği, çekingenliği benimsemiş, cinsel duygularını bastıran, tüm duygularını kontrol altında tutmak isteyen, oldukça kuralcı ya da depresif kadınlarda orgazm bozukluğuna daha sık rastlanır. Ayrıca; babayla olan ilişkideki bazı olumsuzluklar (ayrılık, ölüm, ihmal, aşırı baskı vs..) da kadınlarda orgazm olabilmeyi etkilemektedir. Diğer yandan; kadının partneriyle olan ilişkisindeki sorunlar veya partnere yönelik duygularındaki olumsuzluklar da yine, kadınlarda ortaya çıkan orgazm bozukluğunun sebepleri arasındadır.

Orgazm bozukluğu nedenini ortaya çıkarmada ülkemiz koşullarında dikkat edilmesi gereken en önemli unsur, orgazm sorunu olan kadının doyumlu bir cinsellik için önkoşul olan "uygun zaman, uygun mekan ve uygun partner" kuralının yerine gelip gelmediğinin saptanmasıdır. Göz önüne alınması gereken bir başka önemli kural da, orgazm için yeterli süre ve yoğunlukta, uygun uyarının yapılıp yapılmadığıdır. Yeterli ön hazırlığın, ön sevişmenin ve yeterli klitoral uyarının yapılıp yapılmaması orgazm olup olamamayı etkileyen en önemli nedenlerden birisidir.

Kadında orgazm bozukluğuna ikincil nedenlerden ilk göz önünde tutulması gereken etken ise orgazmı geciktiren ya da engelleyen bir ilaç kullanımının olup olmadığıdır. Özellikle yaygın olarak kullanılan antidepresifler, antihistaminikler ve antihipertansifler orgazm bozukluğuna neden olabilirler. Ayrıca ikincil orgazm bozukluğu depresyon, kaygı bozuklukları, alkol ya da uyuşturucu madde kullanımı gibi çeşitli psikiyatrik bozuklukların ortaya çıktığı durumlarda da görülebilir. Orgazm bozukluğuna çeşitli bedensel hastalıklar da yol açabilir ve bunların da araştırılması önemlidir. Bedensel nedenlere bakıldığında; yapılan ameliyatlar dolayısıyla vajinanın yapısının bozulduğu durumlarda ya da omurilik hasarı bulunan kadınlarda orgazm bozukluğu gelişebilir. Ayrıca bazı kronik hastalıklarda (şeker, pelvis kanseri vs..), cinsel uyarılma evresinde bazı sorunlar ortaya çıkmakta ve bunun sonucunda ikincil olarak orgazm bozukluğu gelişebilmektedir. Diğer yandan ilerleyen yaşlarda, menopoz, diğer tıbbi rahatsızlıklar ve buna bağlı ilaç kullanımıyla birlikte orgazm sıklığı ve şiddeti etkilenebilir.

Kadında Orgazm Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Kadında orgazm bozukluğu; cinsel terapiyle tedavi edilebilmektedir. Bu tedavide hedef, ilk olarak kadının tek başına, daha sonra da partneriyle birlikte orgazm olabilmesidir. Aşamalı olarak verilen ödevlerle ilerleyen bu tedaviye, çiftin sevgi ve yakınlık duygularına dair iletişimlerini ve paylaşımlarını artıracak ödevlerle başlanır. Daha sonra cinsel iletişimlerini ve davranışlarını çeşitlendirecek ödevler verilir. Bu ödevlerden sonra, kadının ilk olarak, kendi başına cinsel uyarı vererek (mastürbasyon), ardından da partnerin cinsel birleşme olmaksızın uyarı vermesiyle orgazm olması sağlanır. Bu aşamalardan sonra, cinsel birleşme yoluyla orgazm olma aşamasına geçilir. Bu aşamada da ilk olarak, cinsel birleşme esnasında mastürbasyon yapılarak orgazm sağlanır. Daha sonra ise, elle uyarı gittikçe azaltılarak, sadece cinsel birleşme yoluyla orgazm olması sağlanır. Cinsel birleşme esnasında bazı pozisyonlarda, klitorise uygulanan uyarı daha fazla olduğundan, orgazm olmaya daha elverişlidir. Bu pozisyonlar hakkında da, çifte bilgilendirme yapılır.

Orgazmın cinsel yanıtın son aşaması olduğunu, istek ve uyarılma aşamasındaki her aksaklığın orgazma da yansıyacağı unutulmamalıdır. Eğer cinsel istek ve/veya cinsel uyarılma aşamalarında bir bozukluk varsa öncelikle ona yönelmek tedavi uygulamak daha uygun ve etkin olacaktır.

Yorum yapma yetkiniz yoktur.

BİLGİLENDİRME

Bu site ruh sağlığı alanında insanlarımızı bilgilendirmek, eğitmek ve yardımcı olmak amacı ile hazırlanmıştır. Bu sitede size verilen bilgiler sizi tedavi amacına yönelik değildir. Bir sorununuz varsa öncelikle ruh sağlığı alanında çalışan uzman bir kişiye başvurmanızı öneririz.

Ziyaretçi Sayısı

01.11.2009 tarihinden itibaren gelen ziyaretçi sayısı
1894889
BugünBugün110
DünDün221
Bu HaftaBu Hafta1084
Bu AyBu Ay7983
ToplamToplam1894889
Çevrimiçi Ziyaretçi: 2